30 Ekim 2014 Perşembe

ABD’li Generalin Kobani Kehanetleri

Kobane Kuşatmasının başından beri yazdığımız birçok yazıda Kobane’nin düşebileceğine ilişkin ABD generalleri beyanlarının bir durum saptaması değil, birer tehdit olduğunu yazıyorduk.
Örneğin daha birkaç gün önce yazdığımız “Bir Resim İki Haber” başlıklı yazıda, şöyle diyorduk:
“Günlerdir, ABD generallerinin “Kobane düşebilir” beyanlarının bir durum saptaması değil bir tehdit olduğunu, isterse ABD’nin IŞİD’i oraya yaklaştırmayabileceğini ve tek başına YPG’nin bile böyle bir destekle ve silah yardımıyla IŞİD’i Kobane Kantonu’ndan bile çıkarabileceğini yazıyorduk.
Dünkü yazıya da şöyle başlamıştık
“Kobane’nin askeri olarak IŞİD’in eline geçmesi, yani “düşmesi” olasılığı artık neredeyse sıfırdır.”
Çünkü artık ABD ve müttefikleri Türkiye ve Barzani, Kobane’yi düşürmüşlerdi.
Tahminimizde yanılmamışız.

Amerika resimlerin diliyle Kobane artık düşmeyecek garantisini verdi.
Kobane’nin düşmeyeceği bugün kocaman bir resimle dünyaya ilan edildi.
IŞİD’in ele geçirdiği Til Şer tepesi öyle bir bombalandı ki, tepe neredeyse haritadan silindi ve bu bombanın patladığı anın resmi bütün dünyaya servis edildi.
ABD böylece mesajını vermiş bulunuyor. Kobane artık düşmeyecek. Yarın bir ABD’li General Kobane’nin düşme tehlikesi yok diye bir beyanat verebilir. Ama zaten beyanata ihtiyaç da yok.
300 Peşmerge (Barzani’nin dengesi) 1300 ÖSO savaşçısı (Türkiye’nin dengesi) zaten birkaç bin olan Kobane kahramanlarını kımıldayamaz durumda rehin tutmaya yeter.
Kobane Kahramanları istedikleri kadar bizim insana değil, silaha ve bombardımana ihtiyacımız var desin. Dediklerini kimse duymaz. Duymayacaktır.
Bombardımanın resmine iyi bakın.
Bu resim ve bu şiddetli bomba, haritadan tepenin neredeyse silinmesi, IŞİD’e bir mesajdır. Burayı sana yedirmeyeceğim mesajıdır. Cengiz Çandar’ın ABD’nin Erbil’de verdiğini söylediği, siyasi Mesaj’ın bir benzeridir.
IŞİD ve başındaki eski Baas’çı subaylar, bu mesajların verdiği dili iyi bilirler.
Bu arada IŞİD’in Kobane kuşatmasına son verip geri çekildiğini de duyarsak şaşırmayalım.”
Yazıda General böyle demese de olur, zaten ABD eylemle demiş diyorduk.
Ama ABD’li General ne olur ne olmaz belki vücut dilinden anlamıyorlardır diye bir de sözle söylemiş:
*
Peşmerge’nin geçişinin fazla bir askeri önemi olmadığı, bizzat YPG’nin sözcüsü Polat Can tarafından ifade edilmişti:
Evet, peşmerge kardeşlerimizin YPG’nin yanında yer alıp Kobanê’de savaşması takdir edilesi bir şey fakat 150 kişinin bir birlik oluşturmayacağı unutulmamalı, bu en fazla bir askeri takım olabilir. Askeri olarak çok büyük bir etkisi yok.” (Bakınız: YPG sözcüsü: Peşmerge gücünün büyük etkisi yok)
Hal böyleyken ABD’li General John Allen, "Kobani'nin IŞİD'in eline düşeceğini düşünmüyoruz. Peşmerge güçlerinin kasabaya girişi bunu önleyecek” demiş.” El Cezire’nin verdiği habere göre. (Bakınız: 'Peşmerge Kobani'nin düşüşünü önleyecek')
Nasıl oluyor da askeri bakımdan dengeleri değiştiremeyecek bir güç Kobani’nin düşüşünü engelliyor?
Açık ki bu da bir durum saptaması değil, bir garantidir.
ABD, Kobani’nin düşüşüne müsaade etmeyeceğim diyor.
*
Görüldüğü gibi ABD’li generallerin “Kobani düşebilir” beyanlarının, apaçık bir şekilde YPG’ye ve Kobane’de savaşanlara bir tehdit olduğu; onlara bir şeyleri kabul ettirme için söylendiği kanıtlanmış bulunuyor.
Yoksa askeri bakımdan önemli olmayan bir güç nasıl olar da dengeleri böyle değiştirebilir?
Peki, neye razı edilmeye çalışılıyordu YPG?
Rojava’ya ve KCK’ya kabul ettirilmeye çalışılan neydi?
Bu soruyu sormalıdır herkes.
Kabul ettirilen nedir?
Ne değişti?
Bu soruları sormayanın olayları anlama gibi niyeti ve isteği yok demektir.
*
Doğrusu beklemiyorduk, zaten mesaj verildi, böyle demese de olur diyorduk.
Ama general dedi.
Şimdi de IŞİD’in mesaj alındı diyerek, Kobane’den geri çekilişini veya kuşatmaya son vermesini beklemeli mi?
30 Ekim 2014 Perşembe

Demir Küçükaydın

Hiç yorum yok: